31 Ağustos 2012 Cuma

Şampiyonlar Ligi H Grubu!

"Maksadımız İngilizler gibi toplu bir halde oynamak, bir renge ve bir isme malik olmak ve Türk olmayan takımları yenmek."
ManU yıllardır(1986'dan beri) Sir Alex'in önderliğinde dolu, dizgin gidiyorlar. Geçen sene yaşadıkları hayal kırıklığına aldanmamak lazım. Bu sene RVP ve Kagawa transferiyle bir basamak üste çıktığını düşünüyorum ManU'nun. Galatasaray gibi onlarda 4-4-2 oynuyorlar genellikle ve dünyadaki en başarılı temsilcisi diyebiliriz bu sistemin. 1. torbadan Porto-Milan-Arsenal dışındaki takımlara karşı Galatasaray ve diğer 2 takımın şansı ManU'ya karşı olan şansımızdan fazla olmayacaktı. Karşımızdaki ManU diye asla pes etmeyeceğiz elbette ama gerçekçi düşünmek lazım. Ben özellikle Arena'daki maçta 3puan alacağımıza inanıyorum 5.haftada bir üst turu garantilemiş ManU'yu geçebiliriz. Sir kuradan sonra açıklamada bulundu: "We have the experience of playing against Galatasaray in the past and we will always remember the 'Welcome to Hell' banners"
Braga uzak olmadığımız bir takım. Geçen sezon Beşiktaş'la karşılaşmışlar ve elenmişlerdi. Ondan önceki sezon ise Avrupa Kupasında finalde Porto'ya yenişmişlerdi(Falcao başkana saygılar). Bu senede ön elemelerde Udinese'yi penaltılarda eleyip geldiler. Genellikle savunma yapan bir takım. Kontra atakla gol arıyorlar ve çok hızlılar. Benim aklıma Braga denince direk o ilginç stadları geliyor. Ama 2.torbanın en zayıf ekibi olarak gözüküyorlardı. Ben de Braga'yı istiyordum. Manchester City'nin, Valencia'nın olduğu torbadan en iyi kurayı çektik diyebiliriz.
1907 Cluj aslında uzak olduğum bir takım. Kapalı kutu diyebiliriz ama Dortmund gibi fazlasıyla açık bir kutunun olduğu torbada Cluj'u kura öncesi verseler direk kabul ederdik riske girmeden. Kuradan sonra araştırdım biraz onlar için de Portekiz takımı diyebiliriz. Oyuncularının çoğunluğu Portekiz'den gelmiş Portekizliler veya Brezilyalılar. Oyun sistemleri hakkında çok bilgi sahibi değilim maalesef.
Galatasaray bu gruptan 2. olarak çıkabilir hatta çıkmalıdır. 3.lük başarısızlık sayılabilir. Gidebildiğimiz yere kadar gideceğiz, son saniyeye kadar mücadele edeceğiz. "O" sene, bu sene olmayabilir ama o kupa öyle ya da böyle İstanbul'a gelecek. 3 yıl sonra olur, 5 yıl sonra olur ama olacak. Uzun bir aradan sonra layık olduğumuz yerdeyiz, olmamız gereken yerdeyiz. Diyecek tek bir cümlemiz var artık; "Tek eksik o kupa, şimdi kork Avrupa!" NOT: 1999-2000 sezonunda yine H grubundaydık. Bazıları "tesadüf"leri sever.
Bir paragrafta "Big Chief"e açmak istiyorum. O paraya odaklanabileceği bir dönemde Amerika ve Katar'dan gelen tekliflere rağmen Galatasaray'ı seçti. En can alıcı yılımızda geldi bu takıma liderlik yaptı savunmayı topladı, Semih'i eğitti. Bu sene sonunda futbolu bırakacağı söyleniyordu zaten. Ama böyle 4-5 aylık uzun bir sakatlık dönemi onun için erken emeklilik anlamına gelebilir maalesef. Bir stoper transferi şart oldu diyebiliriz. Kaka transferi şu anlık 2. plana atıldı diyebiliriz. Çok kısa bir süre var ve çok kısıtlı bir oyuncu pastası var. Burada Fatih Terim'e güvenmekten başka seçeneğimiz yok. Umarım bir "Riera faciası" olmaz.

Hiç yorum yok: