24 Eylül 2010 Cuma

David Villa


David Villa,Real Madrid hakkında bazı açıklamalarda bulunmuş.

"Barcelona sürekli kupalar kazanırken Real Madrid'in tek bir başarısı bile yok. Bu yüzden kimin daha iyi olduğunu görmek çok da zor değil"

Bu açıklamalar başkentte çok yankılanır.Villa Barcelona'ya transfer olmanın sarhoşluğuna kapılıp böyle cümleler sarfettiğini düşünüyorum.Gerçi geldiği takım Valencia fakat ağzından böyle laflar çıkması ilginç.Herkes tarafından gelmiş geçmiş en büyük kulüp kabul edilen Real Madrid hakkında böyle konuşması yanlış.Mourniho veya Ronaldo'dan cevap bekliyorum en yakın zamanda.

23 Eylül 2010 Perşembe

Mourinho'dan Ayar

Bu sezon ülkemizde de çokça tartışılan bir konu,zeminler.İnönü,konserler yüzünden,diğer stadlarda çeşitli sebeplerden dolayı zeminler kötü durumda.Ülkemizde bu konuda çalışmalar pek de iyi değil.Ama İspanya'da olunca, hele bir de Real Madrid olunca konu hemen hallediliyor.Mourinho stad zemini ile ilgili şu lafları sarfetmişti:


"Bu şartlar altında oynanan futboldan ben tatmin oldum. Çünkü, patates tarlasında oynamak kolay değil"

 Hal böyle olunca,Perez hemen harekete geçti ve çimleri 40 kişilik bir ekibe söktürttü.Slovakya,Almanya ve Hollanda'dan 484 kalıp çim siparişi verdi.Bu işte uzman olan Paul Burgess çağırıldı.3 Ekim'deki maça yetiştirilmesi bekleniyor stadın.

11 Eylül 2010 Cumartesi

Federico Giunti

Takımla ilk antremanımdı. Tanışma faslından sonra, düz koşu ile idman başladı. takımla birlikte düz koşuya katılan göbekli bir adam dikkatimi çekti. Malzemecilerin ya da masörlerin neden takımla düz koşuya katıldıklarını düşünmeye başladım. Düz koşunun ardından topla çalışmalara geçtik. Aman Allah'ım, benim malzemeci sandığım göbekli ...adam topla inanılması güç hareketler yapmaya başlamıştı. Çift kale maç için ilk yelek kendisine verilince takımın oyuncularından biri olduğunu anladım. O kişi Sergen'di.
Federico Giunti.

7 Eylül 2010 Salı

Enzo Zidane

Babası malum,annesi İspanyol genç yetenek.İspanya ve Fransa bu ismi kadrosuna katmak için uğraşıyorlar.Zizou'ya çok benziyor stili.Büyük bir oyuncu olması olası.Baba Zidane "kendi karar verir" diyor ama bana sorarsanız ben Fransa milli takımında ikinci bir Zidane #10 görmek isterim.

Guus Hiddink | %100 Futbol

Hiddink bu akşam NTVSPOR'daydı.%100 Futbol programında Rıdvan Dilmen ve Güntekin Onay'ın sorularını yanıtladı.Milli takım ile alakalı merak edilen herşeyi sordular bu yüzden kafamdaki soru işaretleri hemen hemen silindi ve Guus Hiddink gelecek ile alakalı bana umut verdi.Değindiği önemli konulara gelirsek;

Öncelikle Kazım meselesi soruldu.Sadece adı Kazım meselesi elbette.Konu tam olarak şu,milli takımda oynayan oyuncular neden kendi takımında oynamıyor? Hiddink,bu konuyu değişik bir şekilde ele aldı.Onun seçtiği oyuncular takımlarında oynamalı.Buna kısmen katılıyorum,çünkü kadro hocanın seçimidir ve elbette böyle bir şey istemesi hakkıdır.Fakat takımlarında oynayan ve milli takıma seçilmeyi hak eden oyuncuların suçu nedir? Necip ve Volkan Şen gibi.Hiddink'in bahsettiği bir diğer konu ise genç oyuncuların takımlarında yeterince süre alamaması.Benim az önce söylediğimle bağdaştırırsak burda biraz ters köşeye yatıyor Hiddink bana göre.Necip ve Volkan Şen(bu 2 isim sembolik,daha oyuncular vardır elbet.) takımlarında fazlasıyla şans bulan 2 genç yetenek.Bu akşamki açıklamasına göre tam da Hiddink'in istediği tarzda oyuncular.Bu isimlerin neden milli takıma çağırılmadığını merak ediyorum açıkçası.

Sonuna kadar katıldığım yerler de var tabi.Mesela futbolcular konusunda değindiği bir nokta vardı.Özellikle oynamayan isimler hakkında.Bu oyuncular sene içindeki diğer milli maçlarda hala maç temposu yakalayamamış,hala yeterince şans görmeyen oyuncular olursa takımı kötü etkileyeceğini söyledi.Burdan şunu anlıyorum,böyle bir durumda oynaması gerekipte oynamayan oyuncular şans bulabilir.

Kısaca bu programla milli takımın önümüzdeki dönemlerde nası bir durumda olacağını öğrendik.Bu arada şunu söylemeden geçemicem,Hiddink'in tercümanı boş zamanlarında Rijkaard ile ilgilense...GS'nin yaşadığı krizden sonra dikkat ettim tercümana acaba milli takımda da olur mu diye ama hiç sorun çıkmadı anladığım kadarıyla.

6 Eylül 2010 Pazartesi

BeşYüz


Bu post Los Galacticos Blog'un 500.postudur.Bu zamana kadar uğraya,okuyan,yorum bırakan kısaca emeği geçen herkese teşekkürler,nice 500 postlara!

Beşiktaşlı Jimmy Jump

Jimmy Jump,spor tarihinin en renkli isimlerinden biri şüphesiz.Her türlü organizasyonda sahaya/piste atlayıp tüm dikkatleri üzerine topluyor.Radikal'den Nermin Yıldırım,Jimmy Jump ile söyleşi yapmış.Tamamı burda . Benim dikkatimi çeken bölümleri buraya yazayım.

Türk futbolunu takip ediyor musunuz?
Ediyorum. Büyük takımları biliyorum. Beşiktaş’ı tutuyorum. Bir tane Beşiktaş formam bile var.

Beşiktaş sevgisi nereden geliyor?
Beşiktaş’ın taraftarı çok etkileyici. Bence benzer bir ruha sahibiz onlarla. Azimli, çılgın ve tutkuluyuz. Beşiktaş için, İnönü Stadı’nda sahaya atlamak isterdim.

Bunu denemeye niyetiniz var mı?
Yapsam güzel olmaz mı? Beşiktaşlılar da beni orada, onlar için koşarken görmek isterse neden olmasın?

Çarşı'ya bekleriz Jimmy,bizde kimse tekmelemez seni :).Tek endişem Rüştü/Quaresma'ya Barcelona bayrağı fırlatması .

Neden?

UEFA Elite Club Coaches Forum.UEFA'nın bir organizasyonu,Nyon'da.Adından da anlaşılacağı gibi elit teknik adamların bulunduğu,futbol ve yeni kuralların tartışılacağı çok önemli bir forum.Özellikle ekstra hakem ve futbolda kullanılması olası teknolojinin konuşulması,bu forumu daha önemli kılıyor.Maalesef bu foruma bizim ülkemizden kimse YOK!Adama sorarlar, neye göre seçtiniz bu isimleri diye?Şampiyonlar Ligi olsa,Roy Hodgson,Ertuğrul'a yol versin.Ülkemizde Schuster ve Rijkaard gibi 2 önemli isim varken.Bunlardan hiç biri çağırılmıyor böylesine önemli bir foruma.En azından Thorsten Fink yerine Schuster/Rijkaard seçilebilirdi.Biz hala kendimizi "çok büyük ligiz" masalına inandıralım.UEFA'da önemli bir adamımız var diyelim.

4 Eylül 2010 Cumartesi

Yeni Blog

Son zamanlarda bu bloga kendi hayatımla ilgili şeyler yazmamaya karar verdim.Sonuçta beni tanımayan okurlar var ve buraya sadece futbol için giriyorlar.Benim sorunlarım veya diğer durumlarım onları pek ilgilendirmez herhalde.Ben de bu gibi kişisel yazılarım için başka bir blog açmaya karar verdim.Eğer beni tanımak isterseniz orayı okursunuz arada.Kişisel bir blog.

http://orcununyeri.blogspot.com/

2 Eylül 2010 Perşembe

2010 Transfer Sezonu: Beşiktaş


Bu transfer sezonu biz Beşiktaş taraftarları için unutulmazdı.İleride çocuklarıımıza anlatılacak bir dönemdi.İyisiyle kötüsüyle bir dönemi daha geride bıraktık, işte "2010 Transfer Dönemi"

Hilbert transferi sezon içinde belli olmuştu.İlk transferimizdi.Hakkında pek bir şey bilmiyorduk.Sağdan soldan duyma bilgilerle hırçın ve savaşçı bir oyuncu olduğunu gördüm.Sağ kanatta Holosko ile birlikte iyi işler çıkaracak diye düşünüyorum.

Cenk Gönen.Türk futbolunun gelecekteki en iyi kalecisi gözümde.Rüştü'nün önerdiği bir isim olması,ona olan güveni arttırıyor.Zaten gösterdiği performansta ortada.Hatta Cenk'in bu kadar iyi olamsını görmemeizi sağlayan Rüştü ve Hakan'ın sakatlıklarına sevinebilirim açıkçası.Umarım uzun yıllar bizle olur.

Ersan'a gelelim.Genç bir defans oyuncusu.Kiralık olarak aldı ama iyi oynarsa transferi zor olmaz.Şimdilik bir şey söylemek zor.

Mehmet Aurelio.Fenerbahçe'den ayrıldıktan sonra,sadece milli maçlarda görür olduk onu.Eski gücünde olmasa da çok iyi bir alternatif olacaktır Beşiktaşımıza.

Ve gelelim şimdi 2 büyük yıldızımıza.Guti ve Quraesma.Quaresma transferi 1 yıldır bekleniyordu ve yaşına ve ününe göre gayet makul bir fiyata bu işi bitirdik.Bunun olmasında tabi Serdal Adalı'nın payı büyük.Çok güzel bir şölen ile karşılandı.Sorunlu futbolcu olarak geldi ama şu ana kadar olan performansı gösteriyorki buraya Quaresma gerçekten futbol oynamya gelmiş.Guti'ye gelirsek,Real Madrid'de geçirdiği onca başarılı yılın ardından buraya harika tecrübelerle geldi.Futbolundan bahsetmeye gerek yok.Asistlerini sıralıyor zaten.Özellikle Necip'in çok şey öğrenebileceği bir oyuncu.

Bir de Robinho meselesi var.Geldi mi?,Geliyor mu?,Gelecek mi? derken haftalarca sabahladık,o twitter senin bu forum benim dolaştık.Q7 ve Guti transferleri sonrası bir umut dolmuştu içimize.Sponsor haberleri çıkınca daha da umutlandık."Ulan olacak galiba" dedik."Duyumcu" diye tabir edilen kişilerden bolca haber aldık.Belki de transfer olacaktı ama bazı şeyler engel oldu.Transferin son döneminde baya heyecan yaptık ama olmadı.Bu dönemin kara lekesidir Robinho.

Son anda gelen Fatih Tekke'de var.En iyi yerli golcüdür benim gözümde.Yaşına fazla bakmıyorum açıkçası.İyi beslenirse ki bundan eminim, gol krallığını zorlar.

Acısıyla tatlısıyla unutulmaz bir transfer dönemi yaşadık.İleride anlatacak bir anımız daha oldu.Bu transfer dönemini bizlere yaşatan başta Serdal Adalı'ya ve diğer yöneticilerimize teşekkür ederim kendi adıma.Umarım diğer sezonlarda da bu kadar iddialı transferlere imza atarız.