6 Mayıs 2009'a dönelim. Yine bir Chelsea-Barcelona eşleşmesi. Son dakikalara girerken Chelsea 1-0 öndedir ve bütün maçı katleden hakem Ovrebo, yine Chelsea'nin bariz bir penaltısını vermez. O atağın sonunda Iniesta'nın golüyle maç 1-1 olur ve Barcelona önce turu atlar, sonra da kupayı kaldırır. Ovrebo o maçtan sonra İngilizler tarafından yerden yere vuruldu, ölüm tehtidleri aldı, çok sonra bile. Kısaca yaptığı bir hata kariyerinin geri kalanında peşini bırakmadı.
2 Takım 3 yıl sonra tekrar karşılaştılar. Bir tarafta "uzay takımı(!)" Barcelona, diğer tarafta Di Matteo ile ivme yakalayan yaş ortalaması yüksek Chelsea. İlk maçı Londra'da savunma ile 1-0 kazanmayı bildiler fakat Nou Camp'ta kimse onlara şans tanımıyordu. Aynı Mourinho'nun Inter'i ya da geçen haftaki Real Madrid gibi. Fakat futbolun adaletli bir oyun. Daha önce 2005'te Liverpool, Milan karşısında kupayı götürürken, 2007'de de tam tersi olmuştu. Nou Camp'ta hızlı başlayan Barcelona, golü de buldu hatta 1354358746 pas yaparak bir çok fırsat ele geçirdi. Üstüne Terry'nin kasaplığı ve atılan 2. gol Katalanlara rahat nefes aldırdı. Ramires'in ilk yarının son dakikasında attığı golle bir anda korkuttuğu Barça, ikinci yarı da baskılı oyununu sürdürdü ve penaltı kazandı. Hayatında 2. kez kaçırdı Messi. Euro 2008'de Hamit'in ortasında topu elinden kaçıran Cech, bu maçta yıldızlaştı ve adeta panter kesildi. Ve İngiliz basınının da manşete taşıyacağı, futbolun adaletinin neler yapabileceğini gösteren en önemli olay, Fernando Torres'in golü. Sonuç, 2-2 biten bir maç ve lig sonrası Şampiyonlar Ligi'nden de veda eden bir Barcelona.
Kısaca, futbol adaletli bir oyundur ve pas yapan değil gol atan kazanır.
1 yorum:
manchasterin iki kere finalde kaybettiği barçayı chalse 10 kişiyle 2-0 dan 2-2 ye getiriyor.barçanın golcüye ihtiyacı var.bu maçın skoru 4-1 olabilirdi.chalse manchasterdan daha iyi bir takım.
Yorum Gönder